HABER

Zafer Üskül yeni bir anayasa ihtiyacına dikkat çekti

KARS (İHA) - AK Parti Mersin Milletvekili ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Zafer Üskül katıldığı bir televizyon programında 1982 Anayasası'nın değişmesi gerektiğini söyleyerek anayasa değişikliğinin sivil darbe olarak değerlendirilmesinin anlaşılır bir yanı bulunmadığını ifade etti.

2 gündür Kars'ta bulunan AK Parti Mersin Milletvekili ve Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Zafer Üskül, Kars'ın tek yerel televizyonu Serhat TV'de Özgür Tuğrul'un hazırlayıp sunduğu canlı yayınlanan 'Gündem' programına konuk oldu. Prof. Dr. Zafer Üskül, 1982 Anayasası'nın yapılmasından bu yana çeyrek yüzyıldan uzun bir zaman geçtiğini belirterek, "Artık Türkiye'nin gerçekten kendi toplumsal ihtiyacını karşılayacak, hem birey-devlet ilişkisini düzenlemek açısından, hem de devletin kendi örgütlenmesini belirlemek açısından yeni bir anayasaya ihtiyaç var. Bir anayasa yapılır ama o anayasa zaman içinde değiştirilme ihtiyacı doğar ve bu değişiklikler yapılır fakat böyle bir anayasa halkın hazırladığı bir anayasaysa uzun ömürlü olur. Zaman içinde de ihtiyaca göre değiştirirsiniz. Ufak-tefek değişikliklerle varlığını sürdürür. Dolayısıyla bizim yeni bir anayasaya ihtiyacımız olduğu kesin" dedi.

ANAYASA MAHKEMESİ'NİN İPTAL KARARIYLA YENİ BİR ANAYASA YAPMAK İŞİ BİRAZ ZORLAŞTI

Üskül, Anayasa Mahkemesi'nin aldığı iptal karanını da hatırlatarak, "Türkiye Avrupa Birliği'ne (AB) aday bir ülke ve müzakerelerini sürdürüyor. Eğer Türkiye AB'ye üye olacaksa ki bunu da istiyoruz ama bunun da belli koşulları var. Siz bir topluluğa girmek istiyorsanız o topluluğun koşullarını kabul ediyorsunuz demektir. Orada da anayasacılık anlamında bir genel anlayış var. İnsan hakları konusunda evrensel standartlar var. Devletin işleyişinde seçilmişlerle atanmışlar arasındaki ilişkilerin belli bir
biçimi var. Dolayısıyla biz Türkiye'de yeni bir anayasaya ihtiyaç var derken aslında keşfedecek yeni bir şey yok. Sadece yapılması gereken üyesi olmak istediğimiz gelişmiş milletler ailesinin, devletler ailesinin onurlu bir üyesi olabilmek için oralarda uygulanan evrensel standartları ülkemize taşımaktır. Bu sadece AB'ye üye olmak için gereken bir şey değil, Türkiye'nin AB'ye üyeliği söz konusu olmasaydı dahi gereken bir şeydi. Çünkü bizim insanımızın da buna ihtiyacı var ve bizim insanımız da buna layık. O açıdan baktığımız zaman gerçekten bir yandan insan haklarını daha ilerletecek, evrensel standartlara ulaştıracak, aynı zamanda da yönetimi demokratikleştirecek bir anayasa. Buna ihtiyacımız olduğunu hep söyledik. 2007 seçimlerinin ertesinde hemen çalışmalara başladık, aslında seçim sırasında ekip bir çalışma yapmıştı, sonra biz parti olarak kendi içimizde bir grup oluşturduk, o çalışmayı sürdürdük. Ama araya değişik olaylar girdi ve ne yazık ki bu taslak kamuoyuna açıklanamadı. Şu sıralarda da bu çalışmalar biraz zorlaştı. Neden zorlaştı? Bu arada Anayasa Mahkemesi'nin aldığı bir karar var. Anayasa değişikliğiyle ilgili bir iptal kararı var. Bu iptal kararıyla birlikte yeni bir anayasa yapmak işi biraz zorlaştı. Hatta Anayasa'da değişiklik bile yapma ihtiyacını karşılayacak önerilerde dahi dikkatli olmak gerekiyor. Çünkü, Anayasa Mahkemesi bir anlamda diyor ki; 'Sizin yapacağınız anayasa değişikliklerine ben Anayasa'da yeri olmamasına rağmen esasları da denetlerim.' Bu da şu demektir; 'Benimuygun görmediğim değişiklikleri yapamazsınız'. 'Uzlaşma gerekir' diyor aslında biz hep uzlaşmadan söz ettik. Ben bütün açıklamalarımda şunu söyledim; bir ülkenin anayasasını tek bir parti yapamaz ve yapmamalıdır. Hangi parti olursa olsun tek bir partinin anayasası olmaz. Olursa o anayasa uzun ömürlü olmaz. Çünkü siyasi partiler buna hep karşı çıkacaktır. Yapılması gereken ise şudur; bütün siyasi partiler bir araya gelecekler, bir metin üzerinde, taslak üzerinde tartışacaklar, sonra bu Meclis'te görüşülecek ve toplumun yüzde yüzü olmasa bile önemli bir çoğunluğunun oylarıyla kabul edilerek yürürlüğe girecek. Biz hep bunu söyledik, uzlaşma anayasası dedik. Uzlaşma anayasası yapma ihtiyacı varsa bu sadece AK Parti için var değil, bütün partiler için var. Ama ne yazık ki öbür siyasi partilerimiz bu düşünceye yanaşmıyorlar. O nedenle de bu çalışma herhalde ertelenecek" diye konuştu.

SİVİL DARBEDEN NE ANLAŞILIR BUNU ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİL

Üskül, Yargıtay eski Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun AK Parti hükümetinin hazırladığı yeni anayasa taslağının sivil darbe olduğunu savunmasının hatırlatılması üzerine şu açıklamalarda bulundu:

"Eğer toplum bir ihtiyaç duyuyorsa ve toplumun temsilcileri, siyasi partiler, parlamentoda temsil edilsin veya edilmesin toplumun talebine eğer yanıt vermek durumundalarsa bunu yapmak gerekir. Sivil darbeden ne anlaşılır bunu anlamak mümkün değil. Yani demokratik bir süreçte, demokratik toplumda toplum bir anayasa yapılmasını istiyor, siyasi partiler bu talebe cevap vermek istiyorlar, taslaklar hazırlıyorlar, çıkıyorlar ortaya, tartışıyorlar ve sonuçta da bir metin hazırlayıp kabul ediyorlar. Bunun darbeyle uzaktan yakından bir ilgisi olamaz."

HİÇ KİMSE ANAYASA MAHKEMESİ OLMASIN DEMİYOR

Üskül, "Hangi kurumların ne şekilde öncelikle değişmesi gerekiyor" sorusu üzerine şunları söyledi:

"Bir çok kurumla ilgili sorun var. Bunların bir kısmı yerinde kalır. Mesela bir Anayasa Mahkemesi'ni yok etmek mümkün değil artık. Hiç kimse Anayasa Mahkemesi olmasın demiyor. Ama Anayasa Mahkemesi'nin çalışma yöntemleri, yapısı, üyelerinin nitelikleri gibi konularda bazı değişiklikler yapılması ihtiyacı var. Aynı şekilde yıllardan beri bütün üniversiteler, öğrenciler YÖK'e karşı. Ama YÖK yerinde duruyor. Anayasa'da değişiklik yapmadığınız sürece YÖK'de temelden değişiklik yapamıyorsunuz. Ancak yeni bir anayasada yeni bir hüküm olacak ki ona uygun yasaları yapacaksınız. Aynı şekilde TRT ile ilgili sorun olabilir, özel kurumlarla ilgili sorunlar olabilir, yargı bağımsızlığıyla ilgili sorunlar var. Örneğin, cumhurbaşkanının yetkileri. Bu 1982 Anayasası yetkileri belli yerlerde toplayan bir tür vesayet sağlayan bir anlayışla hazırlanmış. Klasik parlamenter rejimde bir Cumhurbaşkanın bu kadar yetkisi olmaz. Bunu bundan önceki Cumhurbaşkanımız da söylüyordu, şimdiki Cumhurbaşkanımız da söylüyor, ama bir türlü değiştiremiyoruz."

En Çok Aranan Haberler