Zaman gazetesinde Balyoz soruşturmasıyla ilgili yayınlanan 2 haber analiz nedeniyle haklarında "Hakimleri terör örgütlerine hedef gösterme" iddiasıyla dava açılan Zaman gazetesi yargı muhabirleri Hanım Büşra Erdal ve Metin Arslan ile Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Hayri Beşer beraat etti. İstanbul 11.Ağır Ceza Mahkemesi, ayrı ayrı 4.5 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan 3 gazeteci hakkında atılı suçun unsurlarının oluşmadığına hükmetti. Erdal, son sözü sorulduğunda gazetecilik faaliyeti kapsamında haber yazdığını, suç işleme kastı bulunmadığı söyledi.
Zaman gazetesinde 2 Nisan 20101’da yayınlanan “HSYK krizi ile atananlar devrede, Balyoz örtbas ediyor” haber analiziyle ilgili açılan davanın görülmesine devam edildi. İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada hakkında 4.5 yıl hapis cezası talep edilen Zaman yargı muhabiri Büşra Erdal hazır bulundu. Şikayetçi Hakim Yılmaz Alp’in avukatı Dursun Kırbaş ise mazeret bildirerek duruşmaya gelmedi. Zaman Gazetesi Haber Müdürü Fatih Uğur ve Boğaziçi Avukatlar Derneği Başkanı Abdülkadir Şeker ve Yargıda Reform Grubu’ndan Avukat Fikret Duran, Erdal'a destek amacıyla duruşmaya katıldı.
Mahkeme Başkanı Metin Özçelik, bir önceki celse Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesinden beklenen dosyanın geldiğini belirtti. Esas hakkındaki mütalaası sorulan duruşma Savcısı Celal Kara, daha önceki duruşmalarda beraat yönünde verdiği mütalaayı tekrar etti. Savcı Celal Kara, davanın Nisan ayındaki celsesinde verdiği esas hakkındaki mütalaasında; Büşra Erdal, Metin Arslan ve Hayri Beşer'in beraatını istemişti. Savcı Kara, beraat talebinde müşteki hakimlerin, hedef gösterildikleri iddia edilen Ergenekon adlı yapılanma hakkındaki soruşturma sırasında bu yapılanmanın üyesi oldukları belirtilen kişiler hakkında tahliye kararları verdiklerini hatırlatmıştı. Kara, dolayısıyla müştekilerin bu yapılanmaya hedef gösterildiklerinin iddia edilemeyeceğini vurgulamıştı.
'GAZETECİLİK GÖREVİMİ YAPTIM, BERAATİMİ İSTİYORUM'
Mahkeme Başkanı Özçelik, Büşra Erdal’dan esas hakkındaki savunmasını sordu. Erdal savunmasında, “Yazılı ve sözlü olarak daha önce verdiğim savunmalarımı tekrar ediyorum. 2 sayfadan ibaret yazılı savunmamı da vermek istiyorum. Gazetecilik görevimi yerine getirdim.Hakkımda beraat kararı verilmesini talep ediyorum.” dedi.
Tüm sanıklar müdafii Avutat Hasan Günaydın da esas hakkındaki savunmasında daha önce yaptığı yazılı ve sözlü savunmaları tekrar ettiğini söyledi. Atılı suçun unsurlarının oluşmadığını kaydeden Günaydın, “Müdafii olduğum tüm sanıklar basın özgürlüğü çerçevesinde görevlerini yerine getirmişlerdir.” diye konuştu. Öncelikle usul açısından açılan kamu davasının basın kanununun 26. maddesinde belirtilen zaman aşımı süresi dolduktan sonra açıldığına dikkat çeken Hasan Günaydın, bu nedenle davanın zaman aşımından düşürülmesi yönende karar verilmesini istedi. Dava esasına ilişkin ise katılan Yılmaz Alp tarafından aynı haber sebebiyle İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesine açılan tazminat davasının olduğunu hatırlatan Günaydın, mahkemenin söz konusu haberin kişilik haklarına saldırı olmadığına hükmederek tazminat talebini reddettiğini dile getirdi. Günaydın, tüm sanıkların beraatlerine karar verilmesini talep etti.
Son sözü sorulan Erdal, “Suçsuzum beraatımı istiyorum.” dedi. Mahkeme oy birliği ile ‘kişileri terör örgütüne hedef gösterme’ suçunun unsurlarının oluşmadığına hükmederek Büşra Erdal, Metin Arslan ve Hayri Beşer’in beraatına karar verdi.
'SONUÇTAN ÇOK MEMNUNUM'
Mahkeme çıkışında açıklama yapan Büşra Erdal, 2010 yılı Eylül ayında başlayan davada hakim karşısına çıktıklarını hatırlattı. Mahkemenin beraat kararı verdiğini aktaran Erdal, "İddianamede istinat edilen suçun oluşmadığını göstererek davayı esastan kabul etmedi. Suç oluşmadı diyerek, benim, meslektaşım Metin Arslan ve Yazı İşleri Müdürü Hayri Beşer hakkında beraat kararı verdi.” ifadelerini kullandı. Sonuçtan memnun kaldıklarını dile getiren Erdal, sözlerini şöyle sürdürdü: “İddianamede yer alan hukuksuzlukların, haksız ithamların olduğunu en baştan beri anlattık. Savcı da hakimlerin hedef gösterildiği bir terör örgütü yoktur diye mütalaa vermişti. Biz de son duruşmada bunu vurguladık. Yapılan haber analizde herhangi bir suç unsuru olmadığını ve gazetecilik faaliyeti kapsamında yapıldığını söyledik. Bizim bu savunmamız doğrultusunda mahkeme beraat kararı verdi.”
Abdülkadir Şeker de, kararı ‘adaletin tecellisi’ olarak değerlendirdi. Olması gereken bir kararın verildiğini söyleyen Abdülkadir Şeker, sadece bu davayla biten bir süreç olmadığına değindi. Şeker, “Önümüzde tüm basın mensuplarını ilgilendiren yüzlerce dava var. Yapılacak değişikliklerle de bunların ortadan kalkması gerekiyor. Özellikle anayasa değişikliğiyle de çok fazla olan hataların ortadan kalkacağını düşünüyoruz.” şeklinde konuştu.
Avukat Hasan Günaydın ise, mahkemenin yaptıkları savunmaya itibar ettiğini söyledi. Terörle mücadelede görevli olan kamu mensuplarının kimliklerinin gizli kalması gerektiğini ifade eden Hasan Günaydın sözlerini şöyle tamamladı: “Bu terörle mücadele için önemlidir. Ancak, mahkemelerin yargısal faaliyetleri anayasa ve yasalarda kamuya açık olduğundan böyle bir olayda suçun oluşmayacağını savunmuştuk. Bu şekilde sonuçlanması bizi memnun etti.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz