Eski uygarlıklar ve medeniyetler hakkında bilgi edinmek her daim gizemli bir yolculuğa çıkmaya benzer. Henüz icat edilmese de zaman tünelinde yapılan bu seyahat medeniyetler hakkında fikir sahibi olmamızı sağlar. İklim değişiklikleri, doğal afetler, savaşlar gibi faktörler medeniyetlerin kurdukları şehirleri yerle bir etse de aslında günümüze kadar gelen dokular azımsanmayacak derecedir. Sizler için buram buram tarih kokan 5 antik kenti araştırdık.
M.Ö 4. yüzyıldan M.S 106’ya kadar Nabatça Krallığı’nın başkenti olarak bilinen bu antik kent Ürdün’de bulunuyor. Petra Antik Kenti Roma, Yunanistan, Mısır, Hindistan ve Çin'den gelen tüccarların buluştuğu baharat ve ipek ticaret yollarının değerli bir kavşak noktasıdır. Ürdün'ün güney kesiminde Wadi Musa Kanyonu'nun yan tarafına inşa edilmiştir. Mimarisi tamamen doğal imkanlardan oluşmuştur. Kumtaşı dağlara ve kayalıklardan oyularak oluşturulan bu kent, seramik boru hattı kanalları ile karmaşık bir su yönetim sistemine sahiptir.
Petra, MS 106 yılında Roma’nın egemenliği altına girdi ve ticaret yolları kısa bir süre sonra değişti. Bundan yıllar sonra depremler su sistemine zarar verdi ve Petra terk edildi. En son Johann Ludwig Burckhardt tarafından 1912'de yeniden keşfedildi.
1911 tarihinde keşfedilen Machu Picchu, Peru'nun Urubamba Vadisi üzerinde yer alıyordu. "İnkaların Kayıp Şehri" olarak da adlandırılan Machu Picchu, bir dağın tepesinde kaldığı ve tarım tarlalarıyla çevrili olduğu için aşağıdan bakıldığında tam olarak görülemez. Antik kentin oluşumu sırasında taş bloklar harçsız olarak bir araya getirilmiştir. Şehir, altın çağında İnka imparatorluğunun en önemli kültürel, politik ve dini merkezlerinden biriydi. İki bölüm şeklinde dizayn edilen Machu Picchu, eski bir Güneş Tapınağı’na sahiptir. Picchu aynı zamanda ‘Dünya Mirası Alanı’ olarak belirlenmiştir.
M.S 79 yılında Pompeii’de yaşanan trajediye dair birçok efsane anlatılmıştır. Efsane göre, Vesuvius yanardağının patladığı günde tüm şehir hızla kül oldu ve toprakla kaplandı. Bu olay 2.000 ile 16.000 kişinin ölümüyle sonuçlandı. Tuhaf bir şekilde patlama sırasında yanardağdan saçılan lavlar yapılara ve insanlara zarar verirken şehir yerle bir olmamıştı. Faciadan kurtulanlar kaçtı ve Pompeii kısa bir süre sonra terk edilmiş bir bölge haline geldi. Alan 18. yy’da kazıldı ve yapılan arkeolojik incelemelerde İtalyan kentindeki günlük yaşama dair detaylar ortaya çıktı.
Mexico City'nin yaklaşık 48 kilometre dışında bulunan Teotihuacan’ın M.Ö 400 civarında oluşturulduğu düşünülüyor. M.S 400 yılına gelindiğinde ise bölgenin en etkili ve güçlü şehri haline geldi. Teotihuacan’ın devasa basamaklı piramitleri, antik tapınakları, sarayları, plazaları ve apartmanları vardı. Şehrin oluşumuna ilişkin gizemin hala devam etmesine rağmen bulunan bazı yıkıntıların uzun süren kuraklıklar sonucunda meydana geldiğine inanılıyor.
Dünyanın en eski uygarlıkları genel olarak Batı Asya’daki eski Mezopotamya bölgesinde konuşlanmıştı. Günümüzde bu bölgenin Suriye, Kuveyt, Irak ve Türkiye'nin bazı kısımlarından oluştuğunu belirtmemiz gerekir. 6. yüzyılda, en büyük şehirlerinden biri Bağdat'ın yaklaşık 30 kilometre dışında bulunan Ctesiphon'du. Roma ve ardından Bizans İmparatorluğu tarafından fethedildi. MS 637'de İran’ın İslami fethi sırasında Müslümanlar tarafından ele geçirildi. Birçok araştırmacı antik kentin ‘Binbir Gece Masalları’nda adı geçen İsbanir kentine ilham kaynağı olduğuna inanıyor.