80 yıldır Dünya Sağlık Örgütü tarafından iyot eksikliği ile mücadele edilmesine karşın, nüfusun %45’inde halen iyot eksikliği mevcuttur. İyot eksikliğine bağlı olarak yılda 120 bin bebek hipotiroidik olarak dünyaya geliyor ve 30 bin bebek ölümü gerçekleşiyor. İyot eksikliği sonucu, zeka geriliği, düşük, ölü doğum oranlarında artış olduğu bilinmektedir ve bu nedenle de “iyot eksikliği” tüm dünyada önemli bir halk sağlığı sorunudur.
İyot eksikliğinin düzeltilebilmesi için en pratik yöntem olarak tuzların iyotlanması politikası benimsenmiştir. Bunun mümkün olamadığı ülkelerde ise iyotlu yağ injeksiyonları uygulanmıştır.
İyotlu tuz kişileri iyot eksikliğinden korumak için kullanılır. Tuzların içerdiği iyottan maksimum yararlanabilmek için tuzlar ağzı kapalı, karanlık ve serin yerde saklanmalıdır. Yemeklere piştikten sonra eklenmelidir (Kızartma ile % 20, ızgara ile % 23, kaynatma ile % 60 iyot kaybı oluşur).
Günlük 10 gram iyotlu tuz tüketen kişi 500 mikrogram iyot alır. Toksik etki 1000 mikrogram yani 1 mg’ı geçmedikçe görülmez. Önerilen günlük tuz miktarı 5 gramdır. Ancak ülkemizde ortalama 15-18 gram tuz kullanılmaktadır. Batı illerinde tuz tüketimi daha fazladır. Bunun nedeni de hazır gıda tüketiminin daha fazla olmasıdır.
1998 yılında çıkan yasayla rafine tuzlara 50-70 mg/kg potasyum iyodür veya 25-40 mg/kg potasyum iyodat eklenmesi zorunlu hale getirilmiştir. Günlük iyot ihtiyacı erişkinlerde 150 mikrogram, gebelerde ve loğusalarda 200 mikrogramdır. Özetle özel durumlar dışında kullanılan tuzlar “iyotlu” olmalıdır.