Kurt, buna yol açan sebeplerin anne rahminde tespit edilmesi ve önlem alınmasının ise çok önemli olduğunu ifade etti.
Dr. Kurt, Kanuni Sultan Süleyman İlköğretim Okulu ve İş Okulu'nda ailelere yönelik ‘Özel eğitime ihtiyaç duyan zeka yetersizliği olan çocukların tanı ve tedavisi’ konulu konferans verdi. Zeka yetersizliğini kişinin yaşamı boyunca engelli olmasına yol açan, öğrenme ve adaptasyon güçlüğü ile karakterize bir durum olduğunu ifade eden Dr. Kurt, "Yapılan eğitim ve tedavi girişimleri sonucunda bu bireyler belirli bir düzeye ulaşabilir. Bu nedenle Zeka yetersizliğine yol açan etmenlerin bilinerek, bu bireylerin anne rahminde iken saptanması önlemlerin alınması yönünden çok önemlidir. Zeka yetersizliğinin yaygınlığı yüzde bir olarak bildirilmektedir. Erkeklerde kızlardan 2 kat daha sık, erkek çocuklar engellenmelere kızlardan daha fazla saldırganlıkla cevap verirler. Bundan dolayı, okul öncesinde ve ilkokulda öğretmenlerin bu gibi sorunlu erkek çocuklarla karşılaşma olasılığı ve bunların ruhsal ve zihinsel değerlendirilmeleri için uzmanlara gönderilmeleri daha sıktır." dedi.
Zeka yetersizliğinin çoğunda herhangi bir neden tespit edilemediğini anlatan Dr. Kurt, şunları söyledi: "Zeka yetersizliği olan bireylerin yaklaşık yüzde 35’inde genetik bir neden gösterilmiştir. Gebelikte annenin geçirdiği enfeksiyonlar zeka yetersizliği ile yakından ilgilidir. Gebeliğin erken döneminde annenin kasık bölgesine verilen röntgen ışınları, çoğul (ikiz, üçüz vb. gibi) gebelikler, gebenin civa ve kurşun gibi ağır metallerle süregen zehirlenmesi, gebelik sırasında alkol alımı, tıbbi yapılmayan doğuma bağlı komplikasyonlar, kızamık, boğmaca, kabakulak ve tüberküloz gibi menenjit ve beyin iltihabı yapan hastalıklar, ciddi kafa travmaları, hipotiroidizm, sarılık gibi hastalıklar çocukta zeka yetersizliğine neden olabilir. Zeka yetersizliğinde ayrıca düşük sosyoekonomik düzey, annelerin eğitim seviyesinin düşük olması, gebelikteki yetersiz bakım ve beslenme eksikliği gibi çevresel etmenlerin de rolü vardır."
Gebelikten önce ailelerin genetik danışmanlık almaları özürlü bir çocuklarının olma olasılığını ortaya koyduğunu söyleyen Kurt, şöyle konuştu: "Bu bireylerde sorunlarla başa çıkma yeteneği azaldığından ruhsal bozuklukların riskinde bir artış olmaktadır. Yaşam olaylarına bağlı olarak kendine yönelik zararlı davranışlar, kişiye ve mala yönelik fiziksel saldırılar diğer ruhsal bozukluğu olanlara göre anlamlı düzeyde yüksektir. Tedavileri; Tıbbi, davranışsal ve eğitim girişimleri şeklinde eşgüdümlü olarak yapılmalıdır. Bu bireylerde psikiyatrik ilaç kullanımının en gerekli olduğu durumlar; kendine zarar verici davranışlar, tekrarlayıcı davranışlar, saldırganlık, hareketlilik gibi durumları kontrol altına almak için gereklidir. Özürlü çocuğa sahip olan anne babalar çocuklarına bir şey öğretirken ya da davranışlarını kontrol ederken sorunlar yaşarlar ve bu konuda yardıma gereksinim duyarlar."
Ailelere sorunlarla baş etme yolları öğretilmesi halinde sorunların daha çabuk giderilebileceğini vurgulayan Dr. Kurt, "Aileler gerekli bilgiye sahip oldukları takdirde çocuklarının eğitiminde ortaya çıkabilecek sorunları önleme çözme becerilerine sahip olabilirler. Bu nedenle, çocuğun eğitiminin yanı sıra anne-babanın da desteğe ihtiyacı vardır. Bu çocukların eğitiminde onların ileride başkalarına bağımlı olmadan yaşamlarını sürdürmeleri, kendi kendilerine yeterli duruma gelmeleri ve toplumla bütünleşmeleri amaçlanmaktadır. Zeka yetersizliği olan bireylerin tam bağımsızlık kazanmaları ve toplumsal rolleri üstlenebilmeleri için, bireysel farklılıkları ile yapabildikleri dikkate alınarak eğitim gereksinimlerinin belirlenmesi ve ihtiyaçlarına uygun eğitim ortamlarının sunulması gerekir. Birçok zeka yetersizliği olan birey bağımsız yaşamayı öğrenebilir. Böylece birçoğu kendi bakımını sağlayabilir, ev işlerini yapabilir, evdeki eşya ve cihazları kullanabilir, temizliğini yapabilir, yiyecek hazırlayabilir, kısaca kendi yaşamını bağımsız olarak sürdürebilir. Dolayısıyla zeka yetersizliği olan bireylerin eğitiminde en üst amaç, onların bağımsız yaşam becerilerini bireysel özelliklerini göz önünde tutarak geliştirmek olmalıdır.
(CİHAN)