İstanbul, 31 Mart Türkiye İstatistik Kurumu "Türkiye’nin bu başarısı; hiçbir surette taviz vermediğimiz reform politikalarımızla, titizlikle takip ettiğimiz makroekonomik disiplinimizle ve dünyanın dört bir yanında iş yapmaktan kaçınmayan yürekli ihracatçılarımızın, sanayicilerimizin ve girişimcilerimizin imzasıyla tescillenmiştir."
Türkiye'nin 2016 yılındaki büyümesinin "temel itici gücü"nün "iç talep" olduğuna dikkat çeken zeybekci, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Dönemsel gelişmeler ve jeopolitik risklerin de etkisi sonucu yılın tamamı itibariyle mal ve hizmet ihracatı kaleminin de yüzde 2.0’lik bir azalış kaydettiği dikkatimizi çekiyor. Net ihracatın büyümeye katkısı yılın tümü itibariyle -1.35 puan olarak gerçekleşti. Bu noktada bilhassa geçen yıl hizmet ihracatımızdaki zayıf görünüm belirleyici oldu. Ancak son çeyrekte net ihracatın büyüme verdiği negatif katkının -0.24 puan gibi düşük bir seviyede gerçekleşmesi, hatta mal ve hizmet ihracatının yine son çeyrek itibariyle 0.49 puan pozitif katkı sunması, ülkemizin net ihracata dayalı büyüme yapısını 2017 yılında kuvvetlendirme noktasında bizlere umut vermiştir. Zira ihracatımızda 2016’nın son iki ayında başlayıp bu yıl da belirgin bir şekilde devam eden toparlanma bunun en güçlü destekleyicisidir. Net ihracata ve yatırımlara dayalı bir büyüme patikasına müstesna bir önem atfettiğimizi her zaman yineliyoruz. Zira bu surette istihdam ve refah yaratan bir büyüme üzerinde yükseliyor olabileceğiz. Hâlihazırda Türkiye ekonomisi büyürken, aynı zamanda vatandaşlarına da istihdam olanakları yaratıyor. 2016’nın tamamında ekonomimizde tam 584 bin vatandaşımıza ilave istihdam sağladık. Yılın geri kalanında da ekonomimizi büyütürken daha fazla vatandaşımıza iş imkânı doğurmaya devam edecek."
2016 yılının, aradan geçen 8 seneye rağmen "küresel krizin yaralarının halen sarılamadığı, ticaret ve yatırım hareketlerinin oldukça durgun seyrettiği bir dönem" olduğunun altını çizen Zeybekci, "Birçok gelişmiş ve gelişme yolundaki ülke, ekonomisini büyütmek bir yana, resesyon tehdidinden kurtarmak için alışılmışın dışında politikalara başvuracak kadar güç durumda kaldı" dedi ve büyümeye ilişkin değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
"Konjonktürel olarak ele alacak olursak, en büyük ticaret ve yatırım ortaklarımızdaki ekonomik aktivite seviyesinin “ılımlı” olmanın ötesine geçemediğini gördük. Avrupa Birliği’nin büyüme görünümündeki belirsizlikler, Brexit ve buna benzer siyasi olumsuzluklarla birleşerek negatif bir unsur oluşturdu. Komşularımızdaki ve genel olarak yakın coğrafyamızdaki siyasi gerginlikler ve her geçen gün daha da şiddetlenen çatışma hali, ülkemizin bu bölgelerle olan ekonomik etkileşimini de doğrudan etkiledi. Tüm bunların yanında Türkiye olarak, hem demokrasimizin hem de ekonomik altyapımızın çok sert bir testten alnının akıyla geçtiği 15 Temmuz 2016 gecesi ihanetini yaşadık. 15 Temmuz gecesinde tüm dünya; ekonomimizdeki reform yapma kapasitemizin daha da güçlendiğini, ekonomik altyapımızın ne kadar sarsılmaz inşa edildiğini gördüler. Dolayısıyla hem 2016’nın son çeyreğinde, hem de yılın genelinde elde ettiğimiz büyüme oranlarının, böylesine olağan dışı şartların vuku bulduğu bir dönemde kaydedildiği unutulmamalıdır."
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz