Engelli çocuğu olan ailelerin durumu kabul etmesinin yapılacak çalışmaları kolaylaştırdığını belirten Özdoğan, "Her şeyden önce ailenin çocuğunun engelinin kabullenmesi gerekiyor. Anne ve babalar engelli çocukları için birbirini suçlamamalı. Ayrıca suçlu da aramamalı. Bunların yerine engelli çocuğun her türlü gelişimi için gereken ilgi ve şefkat gösterilmeli. Engelli çocuklardan utanç duyulmamalı, aileye verilmiş bir ceza olarak görülmemeli, çocuk hiçbir şekilde suçlanmamalı. Çocuğun sokağa çıkmasına, sokakta oyun oynamasına, diğer çocuklarla arkadaşlık kurmasına yardım edilmeli" diye konuştu. Engelli çocukların aşırı derecede korunmasının da sakıncalı olduğunu vurgulayan Özdoğan, şunları söyledi:
"Yapabileceği işleri yapması sabırla beklenmeli. Şu unutulmamalı ki anne-baba her zaman çocuğun yanında olmayacaktır. Aileler kesinlikle engelli çocuklarına acıyarak yaklaşmamalı. Engelli çocuk için 'beceriksiz' gibi kötü düşüncelere bile sahip olunmamalı. Acınmamalı da. Çünkü acımaktan doğan sevgi ve yardım engelli çocukların öğrenmesini zorlaştırır. Çocuğun kendine güvenmesi sağlanmalıdır. Engelli çocuğun sosyal, duygusal ve kültürel gereksinimlerinin karşılanması gerektiği de unutulmamalı. Çocuk başkalarıyla kıyaslanmamalı. Başarılı olduğu işler için de mutlaka ödüllendirilmeli."