Antalya merkezde yaşayan emekli Gülbeyaz A., oğlunun cezaevine girmesi, gelinine şizofren teşhisi koyulması üzerine biri yüzde 65 zihinsel engelli 3 torununun bakımını üstlendi. Astım hastası olan Gülbeyaz A., bir süre önce ise sağlık sorunları nedeniyle Korkuteli'ne yerleşti.
En büyük torunu Antalya'da üniversite eğitimi alan babaanne, kiraladığı evde 2 torunuyla yaşamaya başladı.
Gülbeyaz A., zihinsel engelli torunu G.A.'nın ev sahibinin kızıyla tanışmasıyla hayatının kabusa dönüştüğünü belirtti. Ev sahibinin kızıyla gezmeye giden G.A.'ya iddiaya göre, bir kişi cinsel tacizde bulundu. Torununun okulunda olayı anlatmasıyla durumdan haberdar olan Gülbeyaz A., 6 Ağustos'ta savcılığa suç duyurusunda bulundu. Aynı gün Y.T., H. ve M.A. adlı erkek şüpheliler ile N.P. ve soyadı öğrenilemeyen F. adlı kadın şüpheliler, gözaltına alındı. Şüpheliler, sevk edildikleri adliyeden adli kontrolle serbest bırakıldı.
Babaanne Gülbeyaz A., şüphelilerin serbest bırakılmasına tepki göstererek, "Korkunç bir olayla karşılaştım. Üç torunuma bakıyorum. Ablaları, Antalya'da üniversite okuyor. G.A. ve Y.E.A., yanımda kalıyor. Mahkeme kararıyla 8 aylıkken G.A.'yı, 1,5 yaşındayken Y.E.A.'yı aldım. 8 yaşında da ablalarını aldım. 15 yıldır bu çocukların bakımı benim üzerimde. Okula çok yakın olduğu için Ş.K.'nin evine taşındım. Ev sahibi, 'Kaç kişi kalacaksınız?' diye sorduğunda, 'İki torunum ve bir de ben' dedim, torunumun bir tanesinin zihinsel engelli olduğunu söyledim. Kızının torunuma sahip çıkabileceğini ifade etti. Bu kızın torunuma felaketi getireceğini hiç düşünmedim" dedi.
Korkuteli'ne taşınalı 3 ay olduğunu aktaran Gülbeyaz A., "Taşındıktan 15- 20 gün sonra, ev sahibimin kızı, torunumla dışarı çıkmak istedi. Ev sahibimin kızı N.P., F. isminde bir kız arkadaşı ile torunumu alıp, gezmeye gitti. Çocuğumun fotoğrafını Y.T. ismindeki şahsa gönderiyorlar. Bu şahıs da 'Çok beğendim, bana ayarla' diyor, bunlar faaliyete geçiyor" diye konuştu.
Bu olaydan 1- 2 gün sonra torunu G.A. ve kardeşi Y.E.A. ile komşu kızı N.P.'nin yeniden dışarı çıktıklarını kaydeden Gülbeyaz A., şöyle konuştu:
"N.P., erkek torunum Y.E.A.'ya saldırıyor ve boğazını sıkmaya başlıyor. Y.E.A., 'Abla geç kaldık babaannem kızar' demesine rağmen çocuğumu bırakmıyor, boğazını sıkıyor. O esnada 2 bekçi olayı görüyor, 'Ne yapıyorsun sen neden boğazını sıkıyorsun?' diyerek müdahale ediyorlar.
Y.E.A., eve geldi. Ablasının nerede olduğunu sordum, 'N.P. bırakmadı' dedi. Aramaya başladım fakat telefonlarıma cevap alamadım. Torunum oradan ayrıldıktan sonra N.P., Y.T.'yi arayarak kanala çağırıyor. Şahıs oraya yanında H. isimli bir çocukla geliyor. Dördü, Şehitler Parkı'na gidiyor. N.P., 'Ben sigara içmeye gidiyorum' diyerek Y.T.'ye benim torunumu teslim ediyor. Y.T., çocuğumun özel bölgelerine dokunmaya başlıyor. Çocuğum 'Sen ne yapıyorsun' deyince, Y.T., 'Ben seni çok beğendim, seninle beraber olmak istiyorum' ifadesini kullanıyor. Çocuk vurmaya başlıyor. Benim çocuğumu, bir eliyle ağzını kapatarak yere yatırıyor. Tacizde bulunuyor. Çocuğum tekme atarak kurtuluyor. Eve geldiğinde üstü başı ıslak vaziyetteydi.
Ne olduğunu sorduğumda 'Kola döküldü' diye cevap verdi. İki parmağını ağzına sokarak, bebek gibi yatıyor, yemek yemesi bitti, psikolojisi çökmüş durumda, konuşamıyor. Çocuğumda anormallik olduğunu fark ettim ama bu boyutta olduğunu anlamadım."
Olayın ardından Y.T.'nin çevrede bu konuyla ilgili konuşmaya başladığını, bundan cesaretlenen M.A. isimli bir kişinin de torunu G.A.'nın yanına gelerek 'Seninle bir şey konuşmak istiyorum' dediğini kaydeden Gülbeyaz A., "Arkadaşlarının arasından çocuğumu alarak, uzaklaştırıyor. Y.T. isimli şahsın yaptığını o da yapıyor. Hafızam durmuş vaziyette. N.P. ile diğerleri, torunumu 'Bu olayı emniyete taşırsanız, babaannene söylersen, bir yerde konuşursanız babaannenizi öldürürüz' diyerek tehdit etmişler. Çocuğum 7 yıldır rehabilitasyon desteği alıyor, orada ağlıyor ve durumu açıklıyor. Psikolog devreye giriyor, beni de bilgilendirdiler. Bu olaylardan sonra ceset gibi oldum, sokakta bir genç görsem 'Bu mu benim çocuğuma dokunan?' diye bağırıyorum. Benim çocuğum engelli olduğu halde nasıl böyle bir şeye cesaret ettiler?" diye konuştu.
Konuyu yargıya taşıdığını, savcının duyarlı davranarak şüphelilerin tutuklanması talebinde bulunduğunu ifade eden Gülbeyaz A., "Hakim nasıl böyle bir karar verdi asla içime sindiremiyorum. Böyle bir fiilin gerçekleşmesi mi gerekiyordu? Benim çocuğumun hayatı bitti, bu çocuğumun vebalini kim üstlenecek? Nasıl bu insanları denetimli serbestlik altında bırakırsınız? 17 yaşında buna cesaret eden bir insan, 20- 25 yaşında neler yapacağını düşünemiyorum. Nasıl böyle bir karar verdi hakimim? Karşısına çıkıp, bunu sormak istiyorum. Bana idam cezası versin, benim dayanacak gücüm kalmadı. İnsanlıktan çıktım ben. Gerekenin yapılmasını istiyorum. Hakimin verdiği bu karara isyan ediyorum. Bu saatten sonra benim dönüşüm yok. Yakınları sürekli beni tehdit ediyor" diye konuştu.
Engelliler Derneği Başkanı Gülsüm Kabadayı ise şöyle dedi:
"Ben bu çocukları 7 yıldır tanıyorum. Özel çocuk olduğunu biliyordum. Gerekenin yapılmasını istiyorum. Şu an adliye makamlarında ama buradan yetkililere sesleniyorum, lütfen çocuğumuza, kadınımıza dokunmasınlar, artık yeter diyoruz. Hele özel çocuklarımıza hiç dokunmasınlar. Yüce adalete inanıyoruz. Gerekenin yapılmasını istiyoruz. Analar çocuklarımız ağlamasın yeter."
Antalya Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Avukat Serap Ertuğrul da zihinsel engelli çocuğun yaşadıklarının toplum vicdanını yaraladığını belirterek, "Bir kız komşusunun engelli kızını telefonla pazarlıyor ve o telefondaki kişi de 'beğendim, getir' diyor. Kız bu sapıktan çırpınarak kurtuluyor. Savcılık bu kişi için tutuklama isterken, mahkeme tutuksuz yargılamaya karar vermiş. Ben bu memlekette tutuklama olmamasına şaşırıyorum" dedi.
Olayın henüz soruşturma aşamasında olduğunu da sözlerine ekleyen Ertuğrul, "Savcılık kızın zihinsel engeliyle ilgili rapor bekliyor. Ayrıca, Çocuk İzleme Merkezi'nin değerlendirme raporu ile birlikte adli muayene raporları bekleniyor. Şüpheliyle engelli kızı pazarlamaya çalışan kızın telefonları da incelemeye alındı. Tüm eksikler tamamlandıktan sonra savcı iddianameyi hazırlayacak" diye konuştu.
Son dönemde bu tür istismar vakalarında tutuklama kararlarının çıkmamasını eleştiren Başkan Serap Ertuğrul, sözlerini şöyle tamamladı:
"Çıkmayan tutuklamalar, mağdurların mağduriyetlerini artırırken, şüphelilerin delilleri karartması, tanıkları baskı altına almasının önünü açarken, yargılama aşamasında da çeşitli sorunların çıkmasına neden oluyor. Çocuklara yapılan istismarlar katalog suçlardandır. Ağır travmatik sonuçlar doğuran davalarda şüpheliler tutuklanmıyor. Bunu anlamış değilim."
DHA