HABER

“Zincirlenerek dövüldüm, Çin’in Uygur kamplarında bilmediğim bir şey enjekte edildi. Artık çocuk sahibi olamıyorum”

Uygurlu üç çocuk annesi Zumret Dawut, Çin’in korkunç eğitim kamplarında iki aydan daha fazla bir süre geçirdi. Ancak Zumret tehlikeli bir suçlu değil. Uygurlu kadın, Çin’deki eğitim kamplarında tutulan binlerce kişiden biri.

“Zincirlenerek dövüldüm, Çin’in Uygur kamplarında bilmediğim bir şey enjekte edildi. Artık çocuk sahibi olamıyorum”

Karanlık bir hücrede bileklerinden zincirli bir şekilde yerde yatan Zumret Dawut yalnızca çocuklarını düşünüyordu.

zumret-dawut

Ülkenin Sincan bölgesinde gözleri bağlı ve zincirlenmiş Uygurlu tutuklular
2

Zumret Dawut, tek suçunun yurt dışına çıkmak, uluslararası telefon görüşmesi yapmak ve birlikte çalıştığı Pakistanlı eşiyle banka havalesi gerçekleştirmek. Cezası ise iki aydan daha uzun bir süre Çin’in Urumçi şehrindeki gözaltı kamplarından birinde zincirli bir şekilde tutuklanmak.

Kampta iki aydan uzun bir süre tutulan kadın aşağılandığını, copla dövüldüğünü ve kendisine zorla ilaç verildiğini söylüyor.

Zumret, şu an eşi ve üç çocuğu ile birlikte ABD’de yaşıyor
3

Çinli polisler elleri bağlanmış binlerce tutukluyu trenlere götürüyor
4

ADET KANAMASINI DURDURAN GİZEMLİ ENJEKSİYON

Kampta geçen günlerini anlatan Zumret, orada olduğu süre boyunca her gün kendisine omzundan bir sıvı enjekte edildiğini söyleyerek “Ne olduğunu bilmiyorduk. Bize yaptıkları iğnenin, hastalıklardan korumak için olduğunu söylediler.
Ancak iğnelerden sonra adet kanamalarım sona erdi” dedi.

Zumret kendisiyle birlikte Amerika’ya getirdiği belgeleri elinde tutarken, kendisine kampta ne olduğu belirsiz bir ilaç enjekte edildiğini söyledi
5

Uygurluların tutulduğu bir eğitim kampının uydu görüntüsü
6

TECAVÜZ VE İŞKENCE ODASI

Çin’de yaklaşık 1 milyon insanın tutulduğu tahmin edilen bu kamplarda mesleki eğitim verildiği iddia ediliyor. Ancak eski tutuklular, bu kampları işkence evi olarak nitelendirerek, mahkumların toplu şekilde polislerin tecavüzüne uğradığını, tecavüzler sonucu sakatlandığını ve vahşice dövüldüğünü iddia ediyor.

Çoğunluğunu Türkçe konuşan Müslümanların oluşturduğu bir etnik grup ulan Uygurluların yaklaşık 11 milyonu, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde yaşıyor.

Yalnızca geçtiğimiz hafta drone’la çekilen ve trenlere sürülen gözleri ve elleri bağlanmış Uygurluların görüntüleri küresel bir öfkeye yol açtı.

Çin, kamplarda mesleki eğitim verildiğini iddia ediyor
7

“ÇİN TARAFINDAN KISIRLAŞTIRILDIM”

Uzmanlar, Uygurlulara yönelik vahşetin kamplarla sınırlı kalmadığı uyarısında bulunurken; ülke kitlesel gözetim yapmakla, organ toplamakla ve etnik azınlıklardaki doğum oranlarını düşürmek amacıyla kadınları kısırlaştırmakla suçlanıyor.

38 yaşındaki Zumret de, kendisine bunların yapıldığını söylüyor. Urumçi’den kaçtıktan sonra zorla kısırlaştırıldığını belirten Zumret, bir daha çocuk sahibi olamayacak. İlaçları reddederse kocasını bir daha asla göremeyeceği söylenen Zumret “Eşim ‘Çocuk yapmayacağımıza söz veriyoruz, başka tedbirler alacağız’ dedi, ama buna rağmen bizi tehdit ettiler. Başka seçeneğimiz yoktu” dedi.

The Sun’la Skype üzerinden rötportaj yapan Zumret, göz yaşları eşliğinde zorla kısırlaştırıldığını anlattı
9

'SOYKIRIM VAHŞETİ'

Kamptan sağ çıkan Zumret, şimdi ailesiyle birlikte ABD’de yaşıyor. Zumret, Sincan’da yaşananları anlatmayı başarak bir avuç kadından biri.

Yaşadıklarını anlatırken göz yaşlarını tutamayan Zumret, İngiltere ve diğer devletlerin Uygurlulara karşı yapılanlar karşısında güçlü bir aksiyon alması gerektiği çağrısında bulundu.

İngiltere Müslüman Konseyi Genel Sekreteri Harun Khan ise The Sun’a yaptığı açıklamada “Yaşananlar, soykırım vahşetinin tüm ayırt edici özelliklerine sahip” dedi. Khan, açıklamasına “Çin’e karşı güçlü yaptırımlar ve diplomatik güç kullanılmalıdır. Acil bir önlem alınmazsa Çin hükümetinin, Uygur Müslümanlarını yok edişine tanık olacağız” sözleriyle devam etti.

ANNELİKTEN TUTUKLULUĞA

Zumret’in kabusu ise Mart 2018’de, polis karakolundan ‘acil’ olduğu söylenen bir telefon almasıyla başladı. Karakola giden Zumret, burada saatlerce seyahat geçmişi, finansal işlemleri ve diğer ülkelere yaptığı telefon konuşmaları için saatlerce sorguya çekildiğini söylüyor.

Geçmişte dans öğrencisi olan Zumret, eşiyle birlikte üç çocuğunu büyütürken aynı zamanda ithalat ve ihracat işleri yapmaya başlamış. Sorguda kendisine yöneltilen sorulara dürüstçe cevap verdiğini söyleyen Zumret “Yine de cevaplarımdan tatmin olmamış görünüyorlardı” dedi.

Sorgudan kısa bir süre sonra prangayla bağlanan genç kadın bir tıp merkezine götürüldüğünü, burada parmak izinin alındığını ve kan örneği vermeye zorlandığını söyledi. Ardından Çin’deki ‘toplama kampına’ götürülen kadın “Buranın bir eğitim merkezi olduğunu söylediler; ama daha çok hapishane gibiydi” dedi.

2018’de zincilenerek göz altına alınan Zumret, elinde tuttuğu telefonda çocuklarının fotoğrafını gösteriyor
10

ERKEKLERİN ÖNÜNDE SOYUNMAYA ZORLANDI

Kampa vardıktan sonra giysilerini çıkarması emredilen Zumret, birçok erkeğin önünde hapishane üniforması giymeye zorlandı ve yüzüne darbe aldı. Zumret yaşananları “Ağladım, çok aşağılayıcı ve saygısızcaydı” sözleriyle anlattı. Daha sonra kameralarla izlenilen ve 30 kadının bulunduğu küçük bir hücreye alındığını söyleyen Zumret “Hücrede yalnızca bir tuvalet vardı ve tamamen açıktaydı. Kameralar tuvaleti de görebiliyordu” dedi.

‘UYUŞTURAN’ BEYAZ HAPLAR

Parmaklıklar ardında geçen ilk 24 saatin sonunda Zumret bir daha çocuklarını ve kocasını asla görememekten korkmuş. Sonraki gün ise yutması için zorlandığı beyaz hapların kendisini duygusuz bir hale getirdiğini söyleyen Zumret “Ağzımızı açmamızı emrederek, hapı yutup yutmadığımızı kontrol ettiler. Herkesin bu hapı yutması gerektiğini söylediler. O hapı yuttuktan sonra bir daha kaygı ve endişe hissetmedim. Uyuşmuş gibi hissettim” dedi.

Tutuklulara zorla uygulanan tıbbi müdahale yalnızca bununla da sınırlı kalmamış. Zumret, kendisine yapılan haftalık iğneler sonucunda adet kanamalarının sona erdiğini söylüyor. Hayatta kalan diğerlerine ait raporlarda da kadınların adet olmadığı, erkeklerin de iktidarsız bırakıldığı yer alıyor.

Zumret, ayrıca kendisine düzenli olarak kısırlaştırıcı bir sıvı olduğunu düşündüğü sprey sıkıldığını ve büyük miktarlarda kan örneği vermeye zorlandığını iddia ediyor.

Urumçi’de büyüyen Zumret, tutulduğu kampta kendisine zorla verilen beyaz hapların duygularını yok ettiğini söylüyor
12

BEYİN YIKAMA SINIFLARI

Kampta geçen her gün tutukluların bir sınıfa götürüldüğünü söyleyen Zumret, burada kendilerine komünizm propogandası yapıldığını ve kendisine dinlerinin ‘bir virüs gibi zehirli bir ideoloji’ olduğunu anlattıklarını belirterek “Sınıflarda beton zeminde oturuyorduk, çok soğuktu. Öğretmen, kafes gibi bir şeyin içinde oturuyordu. Kendisini bizden korumak istiyor gibi görünüyordu. Bu dersler her gün üç veya dört saat sürüyordu. Her yaştan kadın vardı. Dersler bittikten sonra, sınıftan çıkmadan önce ‘Tanrı yoktur’ demek zorundaydık. Hepimiz bunu söyledikten sonra içimizden ‘Tanrım bizi affet’ diyorduk” dedi.

13

İYİLİK NEDENİYLE DÖVÜLDÜ

Tutuklulara yetersiz yemek verildiğini belirten Zumret, bir gün ekmeğini sağlık sorunları olan yaşlı bir kadınla paylaştığını anlatarak “Birden içeri ‘gardiyanlar’ girdi ve lastik copla bana vurmaya başladılar. Yaklaşık yarım saat durdu, ertesi gün ayağa kalkamadım” dedi.
Dayak yerken “Aman Tanrım” diye çığlık atan Zumret görevlilerin kendisine “Eğer Tanrı varsa, gelsin de seni kurtarsın” diyerek kendisini daha sert şekilde dövdüğünü söyledi.
Yalnızca İslami giysiler gitdiği için soyularak dövülen tutuklular olduğunu söyleyen Zumret, bazı kadınların gece götürülerek istismara maruz kaldığını anlattı.

KORKUNÇ CİNSEL SALDIRILAR

Kamplarda tutulan eski tutuklular, kadınların günahları için 200 tutuklu önünde polis tarafından tecavüze uğrayarak cinsel tacize maruz kaldığını iddia edilmişti. Kamptan sağ kalan Sayragul Sauytbay, geçtiğimiz Ekim ayında İsrail gazetesi Haaretz’e verdiği röportajda “Tecavüz edilirken nasıl tepki verdiğimizi kontrol ettiler. Başını çeviren, gözlerini kapatan, sinirlenen veya şoka uğrayanlar götürüldü ve onları bir daha görmedik” demişti.

Zumret, kampta herhangi bir cinsel istismara tanık olmadığını söyleyen Zumret “Bizim kültürümüzde, böyle bir şey yaşayan bir kadın, bunu kimseye anlatmaz. Geceleri alınan çok kadın gördüm. Geri geldiklerinde kimseye bir şey söylemiyorlardı, sadece ağlıyorlardı. Bazı kadınlar kendisini öldürek istedi” dedi.

Sayragul’a göre ise kamptaki ‘günahkarlar’ ‘karanlık oda’ adı verilen bir yerde işkence gördü, elektrikli coplarla dövüldü. Bazı mahkumların çivili sandalyeye oturmaya zorlandığı ve tırnaklarının söküldüğü iddia edildi.

İnsan hakları grupları, Çin Komünist Partisi’ni 1 milyon insanı ‘toplama kamplarına’ götürmekle suçluyor

14

En Çok Aranan Haberler