Zirve Yayınevi Davası Sanığından Emekli Albaya Suçlama

Zirve Yayınevi´nde biri Alman uyruklu 3 kişinin boğazı kesilerek öldürülmesi olayına ilişkin davada azmettirici iddiasıyla yargılanan tutuklu sanık Varol Bülent Aral, eski Malatya Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger’in cinayeti işleyen gençler için kendisine 'Ancak bu çocukları bulabildik Bülentciğim' dediğini iddia etti. Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen davanın 86. duruşmasında, tutuklu sanıklar Mehmet Ülger, Haydar Yeşil, Ruhi Abat, Murat Göktürk, Mehmet Çolak, Abdullah Atılgan, Adil Akçay, Adem Gedik, Levent Ercan Gelegen, Abuzer Yıldırım, Emre Günaydın ve Hüseyin Yelki hazır bulundu. Davanın tutuklu sanığı emekli orgeneral Hurşit Tolon ile tutuklu sanıklar Salih Gürler, Cuma Özdemir, Hamit Çeker ve tutuksuz sanıklar Aykut Sakat ile İlker Çınar duruşmaya katılmadı.Elbistan´daki cezaevinden video konferans sistemiyle duruşmaya dahil olan sanık Varol Bülent Aral, Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa´ya, uygun şartlarda ifadesinin alınması halinde çok fazla şeyin ortaya çıkacağını ileri sürdü. "Uygun şartlar ortaya konulmadan bir şey söyleyemem. Mahkum insanın ifadesinin çok daha özel şartlarda alınması lazım" diyen Aral, “Bu davayla ilgili silahlı bir hesaplaşma olacak, savcı, hakim ve polislerden intikam alacaklar.” iddiasında bulundu. Dikkat çekici iddialarda bulunan Aral, “Davanın tutuklu sanığı eski Malatya Jandarma Alay Komutanı emekli albay Mehmet Ülger, cezaevinde bana ‘Ancak bu çocukları bulabildik Bülentciğim’ dedi. Yanımızda Hamit ve Cuma vardı. Onlar duymuş olabilir. Kameralar vardı. İncelenirse bunlar görülebilir.” diye konuştu. Cinayetler olmadan ilgili yerlere haber verdiğini, ancak önlem alınmadığını ileri süren Aral, davanın aydınlanması için savcının kendisiyle görüşmesi gerektiğini savundu.Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa, tutuklu sanık Emre Günaydın’a Ülger’in söylediği iddia edilen sözleri duyup duymadığını sordu. Daha önce olayı Varol Bülent Aral ile Hüseyin Yelki azmettirdiğini iddia ettikten sonra ifadesini değiştiren Emre Günaydın, soruya titrek bir ses tonuyla “Ben böyle bir söz duymadım. Bizi kimse azmettirmedi” şeklinde cevap verdi. Mahkeme Başkanı Kısa, Aral’a da duruşmada görüntülü olarak kaydedilen ifadelerin çözümünün yapılmasının ardından üst yazıyla savcılığa göndereceğini, bundan sonra kendisinin yeni ifade için Cumhuriyet savcısı tarafından çağrılabileceğini kaydetti.CEZAEVİ PERSONELİYLE İLGİLİ İDDİALARDuruşmada cezaevindeki gardiyanların tutuklu sanıklar arasında haberleşme sağlaması tartışma konusu oldu. Davada azmettirici sıfatıyla yargılanan tutuklu sanıklardan Hüseyin Yelki, dün verdiği ifadeye yeni eklemeler yaptı. Dünkü duruşmada cezaevinde iki mahkum tarafından ölümle tehdit edildiğini öne süren Yelki, cezaevinde yazdığı dilekçelerin diğer tutuklu sanık Levent Ercan Gelegen tarafından okunduğunu iddia etti. Dilekçenin sadece cezaevi idarecileri tarafından okunabileceğini anlatan Yelki, buna karşın Gelegen’in dilekçe içeriğiyle ilgili bilgi sahibi olmasının manidar olduğunu ifade etti. Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa, Gelegen’in ‘Hüseyin Yelki hasta olduğu için dilekçeleri bana yazdırıyordu. Altına imza atıyordu’ dediğini anımsattı. Bunun üzerine Yelki, “Levent ile yaklaşık 3 ay aynı koğuşta kaldık. Daha sonra farklı koğuşlara konulduk. Yerlerimiz ayrı iken yazdığım dilekçelerden de bilgi sahibi olduğunu düşünüyorum.” dedi. Yelki, JİTEM adına haber elamanı olarak çalıştığı öne sürülen Gelegen’e askeri cezaevinden de yemek getirildiğini öne sürdü. Cezaevi personeliyle ilgili konuşmalar üzerine söz isteyen cinayetleri işleyen gençlerden tutuklu sanık Abuzer Yıldırım, “Cezaevinde diğer sanıklarla bize farklı muameleler yapılıyor. Diğer sanıklara daha nazik davranılırken bize hor davranılıyor. Ben bunu gardiyana ‘Onlara iyi davranıyorsunuz, bize it muamelesi yapıyorsunuz’ diye söyledim. Hakkımda soruşturma açıldı. Bir de ceza alacağız. Kayırma yapılıyor.” iddialarında bulundu. Duruşmada cinayetleri gerçekleştiren gençlerden Emre Günaydın ile Abuzer Yıldırım, cezaevinde görüş günü olduğu için talepleri duruşmadan bağışık tutularak salondan ayrıldı. Daha sonra binbaşı Haydar Yeşil, iddianameye ilişkin savunmasını sürdürdü.