YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Zirve Yayınevi'ndeki Cinayetlere Ilişkin Dava

Zirve Yayınevi'nde 3 kişinin öldürülmesi olayına ilişkin davanın 68. duruşmasında, gizli tanık "Deniz Uygar" kod adıyla bilinirken kimliği deşifre olan

Zirve Yayınevi'nde 3 kişinin öldürülmesi olayına ilişkin davanın 68. duruşmasında, gizli tanık "Deniz Uygar" kod adıyla bilinirken kimliği deşifre olan İlker Çınar, video konferans sistemiyle görüntüsü karartılarak ifade vermeye devam etti.

Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, Çınar, tutuklu sanık eski Malatya İl Jandarma Alay Komutanı Mehmet Ülger'in düzenlediği belgeler, sunduğu brifing raporları ve bunların ele geçen CD ve hard disk kayıtlarındaki dosya numaralarıyla ilgili bilgi verdi.

Misyonerlik faaliyetleri kapsamında hazırlanan sunuda ve Ülger'in verdiği brifingde, merkezi İstanbul'da bulunan Zirve Yayınevi tarafından Malatya'da misyonerlik faaliyetleri yürütüldüğü yönünde ifadeler bulunduğunu savunan Çınar, ayrıca tutuklu sanık muvazzaf asker Haydar Yeşil'in kayınbiraderi tarafından polise verilen hard disk içindeki dosyada da benzer şekilde Zirve Yayınevi'nin İstanbul'daki adresinin görüldüğünü ileri sürdü. Çınar, hard disk içindeki aynı dosyada, "Misyonerler, Malatya'yı Doğu ve Güneydoğu Bölgesine ve Karadeniz'e açılım noktası olarak görmektedir. Türkiye'de yaşayan gayri Müslimlerin de Diyanet İşleri Başkanlığı içinde temsil edilmesine yönelik çalışmalar görülmektedir" şeklinde bilgiler bulunduğunu iddia etti.

Ülger'in hazırladığı bir klasörde, misyonerlik faaliyetlerinin ABD Dış İstihbarat örgütleri tarafından yönlendirildiğine ilişkin bilgi bulunduğu, tutuklu sanık İnönü Üniversitesi araştırma görevlisi Ruhit Abat'ın da Amerikalı misyonerlerle ilgili rapor hazırladığını öne süren Çınar, "Abat'a göre misyonerlik bölücülüktür ve Malatya'da bölücülük yapıyorlardı. Ülger, savunmasında misyonerliği tehdit olarak algılamadığını söylemiştir. Peki o zaman neden misyonerliği tehdit olarak algılayan birine rapor hazırlattı- Abat, bir akademisyen olup, İnönü Üniversitesi'nde akademik çalışmalar yapmaktadır, Planlı İstihbari Faaliyet çalışmalarında ne işi vardı-" sorusunu yöneltti.

-"Haber elemanı değilim"-

Zirve Yayınevi cinayetlerinin olacağını, bu doğrultuda bir plan hazırlandığını bilmediğini savunan Çınar, "Cinayetleri medyadan öğrendikten sonra tehdit edildim. Adalete de kendi rızamla gittim. Hiç kimsenin adamı değilim. Farklı bir beklenti içinde olan biri de değilim. Amacım dış mihrakların, ülke içindeki yapılanmasından devletim kurtulsun. Haber elemanı değilim. Haber elemanı olmadığımdan, bana karşı pek ketum olmadıklarından her şeyi biliyorum" iddialarında bulundu.

Ruhi Abat'ın, Zirve Yayınevi cinayetlerinden önce 2 Nisan 2007 tarihinde aralarında kullandıkları telefondan hattından kendisini arayarak, telefon hattından başka bir numarayla konuşmamasını söylediğini, o tarihten itibaren de telefonlarının dinlemeye alındığını savunan Çınar, "Zirve Yayınevi'ne yönelik eylemden bahsetmemişti. Benim şüphelenmiş olduğumdan telefonlarımı dinlemeye aldılar. Bu da benim Zirve Yayınevi cinayetlerine yönelik hiçbir bilgim olmadığını net bir şekilde göstermektedir" ifadelerini kullandı.

Çınar, kendisinin haber elemanlığına ilişkin bilgilerinin tutuklu sanık muvazzaf asker Abdullah Atılgan tarafından hazırlandığını ileri sürdü.

-Mahkemenin taleplerine ilişkin bilgiler-

Bu arada, Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin çeşitli kurumlardan istediği bilgilere ilişkin cevabi yazılar geldi.

Mahkemenin, Genelkurmay Başkanlığı'na gönderdiği, davaya konu Türkiye Ulusal Strateji ve Harekat Dairesi (TUSHAD) adlı bir birimin olup olmadığı yönündeki yazıya, "Yapılan inceleme sonucunda TUSHAD isimli bir birim veya komutanlığın halihazırda mevcut olmadığı ve geçmiş dönemde de teşkil edilmediği, herhangi bir birime bağlı veya münferit 'kurtlar', 'kartallar', 'efeler' isimli teşkilatın bulunmadığı" yanıtı verildi.

-İlker Çınar, 1 Şubat 2007'de haber elemanı olmuş-

Öte yandan, Jandarma Genel Komutanlığı'ndan gönderilen yazıda "haber elemanları"nın çalışma usullerine ilişkin açıklamada bulunuldu.

İnceleme sonucunda, İlker Çınar'ın 1 Şubat 2007 tarihinde Malatya İl Jandarma Komutanlığınca haber elemanı olarak kodlandığının belirlendiği bildirilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"Jandarmanın istihbarat faaliyetlerini düzenleyen emir veya yönergelerde, haber elemanlarıyla yapılan görüşmelerin görüntü veya ses kayıtlarının alınma usulüne dair herhangi bir husus bulunmamaktadır. Mevcut yönergelerde, haber elemanlarının verdiği tüm bilgilerin, toplayıcı personel tarafından tutulan dosya ve klasörlerde yazılı halde muhafaza edilmesi öngörülmektedir. '2594326' haber elemanı kod numarası Jandarma Genel Komutanlığı tarafından Malatya İl Jandarma Komutanlığı'na tahsis edilmiş, Malatya İl Jandarma Komutanlığı'ndan da 1 Şubat 2007 tarihinde İlker Çınar adına kodlanmıştır."

Malatya İl Jandarma Alay Komutanlığı'ndan ise mahkemeye gönderilen yazıda "Yapılan incelemelerde İlker Çınar'ın 1 Şubat 2007 tarihinde haber elemanı olarak kayda alındığı, 18 Şubat 2009 tarihinde deşifre olması nedeniyle ilişiğinin kesildiği, Çınar'a istihbarat ödeneğinden ödeme yapıldığının tespit edildiği" bildirildi.

Bu arada Mersin İl Jandarma Komutanlığı'ndan gönderilen açıklamada da İlker Çınar'ın 6 Haziran 2005 ila 1 Ocak 2008 tarihleri arasında haber elemanı olarak kayıtlı olduğu, Levent Ercan Gelegen'in ise kayıtlı haber elemanı olmadığı ve kendisine ödeme yapılmadığının tespit edildiği kaydedildi.

Muhabir: Tuba Karahan

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler