Zonguldak'ta Alabalık Tesisi Yıkımına Tepki

Kozlu'da, Orman İşletme Müdürlüğünden kiraladığı ormanlık alana kurduğu alabalık tesisini boşaltması istenen işletmeci, tahliye kararını yerine getirmeyince yıkım işlemi jandarma gözetiminde yapıldı. İddiaya göre, Ramazan Dilbaz, Saka Köyü Kövürce mevkisindeki ormanlık alana alabalık üretim tesisi kurmak için 1998 yılında Zonguldak Orman İşletme Müdürlüğünden izin aldı. Dilbaz, yıllık kira bedeli karşılığında aldığı izin kapsamında 2 bin 866 metrekarelik alana 42 ve 63 metrekarelik 2 bina, 25 metrekarelik ahşap ardiye ve 28 metrekarelik garaj inşa etti. Ancak Orman İşletme Müdürlüğünce, geçen yıl iznin iptal etmesinin ardından hukuki süreç başladı. Bu arada Orman İşletme Müdürlüğü, 21 Mayıs'ta da aynı bölgede duble yol çalışmaları kapsamında asflat plent tesisi kurulması için söz konusu yeri Karayolları Genel Müdürlüğüne tahsis etti. Dilbaz'a 1 Şubat'ta tebligat gönderen Orman İşletme Müdürlüğü, 1 ay içinde tesisi tahliye etmesini istedi. Ancak tesisin boşaltılmaması üzerine Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunuldu. Soruşturma sonucunda Dilbaz hakkında, "İşgal ve faydalanma" suçlamasıyla dava açıldı. Zonguldak 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nde yargılama sürerken, Orman İşletme Müdürlüğü ekipleri, bugün jandarma nezaretinde kepçeyle tesiste yıkım çalışması başlattı. Yıkım sırasında eşini de yanına alarak kendisini tesise kilitleyen Dilbaz, kendini yakmakla tehdit etti. Jandarma, uzun süren uğraştan sonra kızgın vatandaşı ikna ederek evden çıkarttı. Ramazan Dilbaz, gazetecilere yaptığı açıklamada, dozerin tesisi yıkmak için geldiğinden haberinin olmadığını iddia etti. Tesisin, eşyalar tahliye edilmeden yıkıldığını ileri süren Dilbaz, "Orman bizim diyorlar. Orman sizinse sizin. Onların emriyle yaptım ben burayı. Yap dediler yaptım. Karayolu çalışmasından dolayı suyum kesildi. Balık işini yapamayınca ruhsatımı iptal ettiler. Sen burada çalışmıyorsun dediler" diye konuştu. Mağdur olduğunu ve yetkililerin kendisine bir çare bulmasını istediğini belirten Dilbaz, şöyle konuştu: "Durumuma bir çare bulsunlar. Ben burada ormana zarar vermiyorum. Ormanı gözetip koruyorum. Burayı tahrip eden kendileri. Şu yıkılan ağaçlara bakın. Ellerinde yıkım kararı yok. Yıkım kararsız gelmişler. Beni burada tehdit ederek evimin birini yıktılar, diğerini de yıkacaklar. Güzelim orman gitti. Yol yapılıyormuş. Karşıya yapsınlar. Niye oraya kurmadılar da buraya kurdular yol yapım makinesini. Niye burada ormanı katlettiler."